hoşgeldin yeni okuyucu, yorum yapmak istiyorsan www.twitter.com/iposh var, istediğini yolla.

5 Nisan 2010 Pazartesi

Kurt Cobain.

25 Mart, 1994 - Seattle

Courtney Love, bunca yaşanan olaylar sonrasında evinde bir grup terapisi düzenler. On kişinin katıldığı bu terapide Cobain haricinde arkadaşları, müzisyenler ve Cobain'in eski dostu Dylan Carlson da bulunmaktadır.

Kısa süre önce Nirvana'nın menajeri olan Danny Goldberg'le yaptığı bir sohbette, kendisine zarar verecek kadar tehlikeli bir şey yapmadığını iddia eden Cobain, terapi sonrasında bir detoks programına girmeyi kabul etmiş; bundan beş gün sonra da LA de bir rehabilitasyon merkezine yatmış ve yakın çevresine yeni kararlar aldığını söyleyen bir adama dönüşmüştür. Hastanedeki ilk gününde bakıcısı, kızı Frances Bean'i yanına getirir. Kızıyla oynar, bahçede uzun yürüyüşler yapar ve arka arkaya sigara içer.

Ve ne yaparsa o gece yapar.

Kimseye haber vermeden hastaneden kaçar, taksiyle havaalanına gidip Seattle'a giden ilk uçağa biner. 3 nisan günü Love, kendisinden haber alamadığı Cobain'i bulması için dedektif Tom Grant'le görüşür. Ertesi gün Cobain'in annesi de kayıp ihbarında bulunur ve kendisinin intihara eğilimli olduğunu söyler. Herkes Nirvana'nın yaratıcısı ve 90'ların müziğinde devrim yaratan adamı ararken o Seattle'da bir evde ölü olarak yatmaktadır. 5 Nisan günü tek bir kuşunla kendini öldürmüş, cesedi ise 3 gün sonra bulunmuştur.

Coban'in intiharı büyük yankı uyandırır. Yapılan otopsi sonucunda kanındaki uyuşturucu oranının çok yüksek olduğu ve bu halde kendini vuramayacağı söylesense de bu olay kayıtlara intihar olarak geçer. Yaşadığı hayattan artık hiç keyif almadığını anlatan mektubunda söylediği gibi Cobain, "sönüp gitmektense yanmayı" tercih eder.

"To Boddah,

Speaking from the tongue of an experienced simpleton who obviously would rather be an emasculated, infantile complain-ee. This note should be pretty easy to understand.

All the warnings from the punk rock 101 courses over the years, since my first introduction to the, shall we say, ethics involved with independence and the embracement of your community has proven to be very true. I haven't felt the excitement of listening to as well as creating music along with reading and writing for too many years now. I feel guity beyond words about these things.

For example when we're back stage and the lights go out and the manic roar of the crowds begins., it doesn't affect me the way in which it did for Freddie Mercury, who seemed to love, relish in the the love and adoration from the crowd which is something I totally admire and envy. The fact is, I can't fool you, any one of you. It simply isn't fair to you or me. The worst crime I can think of would be to rip people off by faking it and pretending as if I'm having 100% fun. Sometimes I feel as if I should have a punch-in time clock before I walk out on stage. I've tried everything within my power to appreciate it (and I do,God, believe me I do, but it's not enough). I appreciate the fact that I and we have affected and entertained a lot of people. It must be one of those narcissists who only appreciate things when they're gone. I'm too sensitive. I need to be slightly numb in order to regain the enthusiasms I once had as a child.

On our last 3 tours, I've had a much better appreciation for all the people I've known personally, and as fans of our music, but I still can't get over the frustration, the guilt and empathy I have for everyone. There's good in all of us and I think I simply love people too much, so much that it makes me feel too fucking sad. The sad little, sensitive, unappreciative, Pisces, Jesus man. Why don't you just enjoy it? I don't know!

I have a goddess of a wife who sweats ambition and empathy and a daughter who reminds me too much of what i used to be, full of love and joy, kissing every person she meets because everyone is good and will do her no harm. And that terrifies me to the point to where I can barely function. I can't stand the thought of Frances becoming the miserable, self-destructive, death rocker that I've become.

I have it good, very good, and I'm grateful, but since the age of seven, I've become hateful towards all humans in general. Only because it seems so easy for people to get along that have empathy. Only because I love and feel sorry for people too much I guess.

Thank you all from the pit of my burning, nauseous stomach for your letters and concern during the past years. I'm too much of an erratic, moody baby! I don't have the passion anymore, and so remember, it's better to burn out than to fade away.

Peace, love, empathy.
Kurt Cobain

Frances and Courtney, I'll be at your alter.
Please keep going Courtney, for Frances.
For her life, which will be so much happier without me.


I LOVE YOU, I LOVE YOU! "

Türkçesi;

"daha cocukca sikayetleri olan , tukenmis , deneyimli bir ahmaginn agzindan konusuyor olmak.
bu baya kolay anlasilabilir bir not olmali. yillar boyunca , diyelim ki , cemiyetimizin serbestligi ve benimsemesi ile ilgili ahlak punk rock 101 derslerinden alinan sikayetlerin ne kadar dogru oldugu kanitlanmaktadir. cok uzun zamandir okuyup , yazmakla brisket dinlemekten , yaratmaktan da oldugu gibi heyecan almadim. bunlar icin kelimelerle anlatilamayacak bir sucluluk duyuyorum.

mesela sahne arkasindayken ve isiklar sonup kalabaligin cilgin tezahurati basladiginda,beni hayran oldugum ve kiskandigim freddy mercury'ye oldugu gibi etkilemedi.gercek su ki sizi aptal yerine koyamam.hicbirinizi.aklima gelen en kotu suc,insanlara karsi sahtekarlik yapipi%100 egleniyormusum gibi gorunerek dolap cevirmektir.bazen sahneye cikmadan once mesai makinesine kart zimbalayacak gibi oluyorum.gucumun yettigince buna deger vermerk icin herseyi denedim ve deniyorum.tanrim,inana bana deniyorum ama bu yeterli olmuyor.benim ve bizim bircok insani etkiledigimiz ve eglendirdigimiz gercegine saygi duyuyorum.elden kaybolduktan sonra kiymet veren biri o narsisistlerden biri olur.ben cok hassasim.bir zamanlar bir cocukken sahip oldugum hevesi yeniden kazanmak icin biraz uyusmaya ihtiyacim var.son 3 turumuzda sahsen tanidiklarima ve muzigimin hayrani olan tum insanlara cok deger verdim,ama hala herkes icin besledigim
ofke,sucluluk ve anlayisi asamadim.
hepimizin icinde iyiylik var ve sanirim insanlari cok fazla seviyorum.oyle cokki bu beni mutsuz hissetiriyor.uzgun,kucuk,hassa deger vermeyen bir balik burcu,isa oglum!ihtiras ve anlayis yemini eden cazibeli bir karim var ve bana eski halimi cok fazla hatirlatan bir kizim.sevgi nese dolu her gordugu insani opuyor cunku herkes cok iyidirve ona zarar vermez!frances in uzgun kendine zarar veren olu bir rocker oldugumu dusunecek oolmasina dayanamiyorum.
iyi yapiyorum,cok iyi.ve minnettarim,ama yedi yasindan beri insanlara karsi genel bir nefret duydum.sirf insanlarla iyi gecinmek icin ve anlayis sahibi olmak kolay gorunuyor diye.anlayis!sanirim sadece insanlarin cok sevdigim ve onlara cok uzuldugum icin.gecen yillar boyunca mektuplariniz ve ilgileriniz icin hepinize tesekkur ediyorum.ben cok kararsiz,umitsizim.artik eski tutkum yok ve sunu hatirla,sonup gitmektense yanmak daha iyidir.
baris
sevgi
anlayis
frances ve courtney sunaginizda olacagim.

lutfen devam et courtney
frances icin
hayati cok daha mutlu olacak bensiz..
sizi seviyorum sizi seviyorum "

Ve Cobain, Jim Marrison, Janis Joplin ve Jimi Hendrix efsaneleri gibi 27 yaşında ölerek aralarına katılır.
16. ölüm yıldönümünün anısına,
05.04.1994 .

2 Mart 2010 Salı

Garip...

Merhaba okuyucu, naber? canım sıkkın benim, dedim de ilk yazımı yazıyim. Geçen hafta, sabah uyandığımda evin salonunda 18-19 yaşlarında, emo bi kız gördüm, koştum içeri, dedim anne nooluyo. Meğersem yeni yardımcımızmış. Garipsedim bayaa, çünkü ben annem eve yardımcı gelicek dediğinde en azından 30larında bi abla/teyze bekliyodum. Hay bi de kıyafetlerini göreceksiniz, pembe converseler, siyah kotlar, siyah bluzler... Neyse, iyi biri gibi ama, pek tanıma şansım olmadı.
Konumuza dönersek ben de size eğlenceli bi sınıflandırma vermek istiyorum, bu beklentimiz içerisindeki yardımcılar hakkında. Hadi bakalım;

1) Yaş Yetmiş İş Bitmiş: Genelde 50 yaşlarında, şalvar-terlik kombinesini seven, kafasına tülbent bağlayan, hafif tombik teyzelerdir. Maşallah pek de hamarattırlar. Gün sonunda garanti pırıl pırıl bir ev bulursunuz, master degree yani. Yalnız bu teyzeler her gün gelmez, haftada 1 ya da 2 kere falan gelirler. Bu sorun dışında çok severim onları, onlar candır, canandır.

2) PTT: Bu ablalar genelde 30lu yaşlarda, dinamik; fakat tembel insanlardır. Ev sahibi evden ayrıldığı anda pijama-terlik-televizyon uygulamasına geçip ev işlerini bi kenara bırakırlar(bkz. evebeynleri evden ayrıldığında ödevi bırakıp bilgisayar başına geçen öğrenci), ya da ev işlerini pek uğraş vermeden hemen bitirip TV karşısına geçip Yaprak Dökümü/Aşk-ı Memnu tekrarlarını izlerler. Diyecek pek bişey yok, para israfı sadece.

3)Sürpriz Yumurta: Bu ablalar da genelde 30lu yaşlarda, genç ruhlu, ve fazla sevecen olurlar. O kadar sevecenlerdir ki "Bu işte bi sorun var." şeklinde düşünürsünüz. Vardır da zaten. Bi kaç hafta sizin evinizde çalışıp güveninizi kazanır, ve uygun bulduğu ilk fırsatta evden para/altın bilezik/değerli takılar ve hatta yemek aşırırlar. Siz işin farkına vardığınızda ise çok geç olur... En fena grup, Allah düşmanımın başına vermesin.

4) Dıdısının Dıdısının Dıdısı: Genelde 30-40 yaşları arasında, hamarat, sürekli iş gören, teknolojiden anlayan(bkz.yeni mikrodalga fırınlar) candan teyzelerdir. Kesinlikle sizin alt kat komşunuzun kuzenin arkadaşının yardımcısının gelininin abisinin bi tanıdığıdır(ya da böyle bişey), yani size recommend edilmiştir. İdeal yardımcılardır, size bi sorun çıkarmaz, hatta çocuklarınıza arkadaş olurlar.

Şimdi bunları tekrar okuduğumda "lan ipek ne yazmışsın sen sanki sen süper zengin bir evde 15 tane yardımcıyla yaşayan şımarık kızsın, ve para için bu işi yapan insanlara hakaret ediyosun" dedim. İçten söylüyorum ki niyetim bu değil, asla böyle birşey yapmam. İsteğim sizin okuduğunuzda "haa cidden öyle, benim de başıma gelmişti" demeniz, umarım öyle olur.

Yorum yapmayı unutma, twitter ımı biliyosun zaten, ayrıca www.formspring.me/ipekari var.
ben kaçarça, hepinizi öperce. (RT: kaansezyum)
TakırTıkırTukur'un, İpek.

1 Mart 2010 Pazartesi

Selam

Merhaba günümüzün teknolojik gençliği, evet ben de sizden biriyim. Sıkıntıdan ne yapacağımı şaşırarak bu blogu açmaya karar verdim; fakat şuan sadece bi sıkıntı giderici olduğuna rağmen zamanla gerçekten neler düşündüğümü aktarabileceğim bir yer olacağını umuyorum (en azından). iyi günümde, kötü günümde burada olacağım, now you can kiss the bride. her neyse iyi bi açılış oldu gibi. en kısa zamanda güncellemelerle,
TakırTıkırTukur'un, İpek.